ismiyok zamanıyok
Zamanlamalarım zamansızdır
En beklenmedik anda sızdırır
Fark etmeden güzelce acıtır.
Yalnızlıklarım iyi yalıtımlıdır,
Sonu olmaz hiç.
Parmak uçlarım nemlidir ama,
Yaş akıtmaz ağlamalarım.
Kendi kendine yenik düşer,
Sayısız, amansız, destursuz
Bizzat bendenizlerim.
Kendimden yana
Düşüp aşağılara,
Sarmalanacak tenler aradığım zamanlarda
Sevilmelere kaybettiğim şahsiyetlerim.
Hepsi bizzat bana tabidir,
Tüm o garip benliklerin.
Uzun ömürlü dirençlerden
Çürüyen kalbimi,
İnceldiği yerden
Koptu kopacak bir hastalığa
Borç vermiş
Tedirgin bir sahibe gibiyim.
Kimse hissetmesin derken
İçimdeki az aydınlık karanlıkları
Parsel ardından parsel
Satılık samimiyetlerle,
Onun bunun memnuniyetini
Dert etmiş mahçubiyetler
Fısıl fısıl dolandı
Kulağımdan , ağzıma,
Sıkı sıkı doladı
Elimi de ayağımı da.
Çocukken böyle miydi oysa herşey;
Saçların arasına karışan bir iki parmak
Omuzlarını sarmalayan tek olsa da bir kişi
Alnına, burnuna dokunan birkaç dudak
Gözlerine dokunan bir çift şefkat…
Ardında iz bırakan ,
Nemli bir memnuniyet.
Zaman mıydı önemli olan?
Ne zaman öpülüp sarıldığın,
Sevildiğin, tutulduğun?
Çıkarsız yumuşak cümlelerde?
Yoksa yetişkin olmakta mı işin sırrı...
Çocuk olmak yeterince kolaydı
Yetişkinlikti galiba işin boktan tarafı.