Hatalarım var ezberlediğim,
Bazıları var halen bilmediğim.
Şimdilerde kendinle yüzleşme moda,
Derine derine en derine,
Ne kadar inersen o kadar
Düzersin kendine metiye.
Tam en derindeyim dediğinde de,
Tam da gözünün ferine;
Cılız bir karanlıktan yansıyan,
Kararlı bir hüzme,
Derin bir nefes alıp
Dalarsın yine,
Daha, bu sefer güya en derine…
Diplerden selam olsun,
Çıkarabildiğim tüm insanlığıma...
Dünyanın durduğu o zamanlarda,
Kafamın yaktığım tüm hücrelerini
Bozdurur bozdurur harcarım.
Dilek tutup attıkça
Şarap kadehlerinde çözülür,
Istırabımın dibe çökmeden varlığını silinen
Tüm harfleri.
Başım dönmeye devam ettikçe,
Buyur ederim
Dünyanın tüm neşesini...
Herkes tamamsa
Otururlar yerlerine
Salonda yer yok kapalı gişe.
Kendine gülmek perdesi inince sahneye
Herkes zaten
Her bir zevkten dört köşe.
Aldatırım hepsini,
Yan yana sayısız yüz göz
Hiç bilemeyecekler
Bu güzel havalar sade baslangıç,
Anca olabilir meze.
Asıl oyun başlar o zaman işte
Tüm yüz, gözler tatmin iken son derece
Çıkarır kafayı kulisten
Kelli felli ayyaş bir ihtiyar...
Can sıkıcı yavaşlıkta adımları,
Sahnenin her bir karesini kaplayana dek
Derin bir sessizlik düşer her yüzün gölgesine.
Bulaştırana kadar acı ve bitik yitmişliğini,
Solunan nefeslerin her bir zerresine.
Tüm salonu kaplar aniden,
Garip, koyu, akışkan bir ıslaklık.
Her dokunduğunu esir alır
Ne kadar gitmek isteyen varsa,
Kalır eli ayağı içinde,
Ruhumun dev bataklığı,
Kurtlar gibi acıkmış
Herkese yer var içinde.
Comments