isimsiz bilmem kaç
- s.a.a.
- Jul 31, 2019
- 1 min read
Birdenbire gördüm kendimi…
Geçtiğimiz günlerden ,
Serince bir tanesinde,
Hareket halindeyken
Yanlış hatırlamıyorsam…
Seyir halinde zannettiğim,
Kaçak molalarda oldu,
Uzayan duraklarda…
Çok uzun zaman
Düşünmeye başlayalı.
Asırlardır sanki.
Hayat boyu
Var olabildiğim,
Var edebildiğim tek disiplin…
Yolunda yürüdüğüm,
Tek yol olarak emin
Varlığımı nefessiz çeken,
Tüm karanlıklara en derin.
Düşüncelerimle,
Yanyana alt alta üst üste
Hep birlikte,
Burdayız bugün
Güneşin ışığına çevrili gözlerimiz,
Tamamen teslimiz,
Hiç olmamış bir ışığın
Ilık kucağında tedirgin…
İtiraflar dökülüyor tutuk nefeslerden,
Sanırım yıllardır saklanıyorum
Aşağı yukarı otuzlu yaşlarımdan bu yana
Saklanıyorum dünyadan,
Günden geceden,
Ait olamadığım saatlerden,
Canımı yakma ihtimali barındıran,
Her temas, her rastlantı
Her yüz, her göz
Her tesadüfden…
Farkına varmanın getirdiği
Kalabalık tebessümlerle dolu;
Günlerimin kuytu köşelerinde
Gizli kalan çukurlarımdan
Taşan yaşlar...
Saklı kalan saflarım
Kendi içinde düşünür,
Ancak kendi içinde
Düşündükçe büyür, köpürür
Dönüşür, dönüştürür ve yine düşünür…
Birbiri ardına çokça aşınmış,
Aynı sürgüye direnen yaradılışlar..
Bitap düşmüş kapılar ardından
Yalandan ve yarım yamalak yapılan
Komşuluk alışverişleri...
Kafası karışmış deneyimlerim
Ancak kendine arkadaş tecrübelerim.
Yoksul kalmış deyimler,
Eksik kelimeler,
Sessiz cümleler...
İktidarsız serüvenler..
Altın varaklı bayat desenlerde
Yadırganan kusurlu yankılar...
Soru işaretlerinden,
Rengarenk neon tabelalar
Çok, çok, çokca yanıp sönen
Ama sonunda hep sönen.
Birbirine aşina hüsranlar
Kalabalıkta ikili üçlü gruplanan.
Comentarios