Başka şeylere odaklanmalıyım.
Nefesim saklanıyor.
Kulaklarım ortamdan hayli uzak.
Ne olduğunu
Ayırt edemediğim
Ses sedalardan
Ümitsiz bir idraktayım.
Gösterdiğim belirtiler
Yokla belki arası.
Ayaklarım hissiz,
Parmaklarım halsiz
10 u birden serin ve ıssız...
Dışarıya odaklanmalıyım.
Gaza dokunan birileri var.
Havadaki etkisi gerçeğinden
Çokca uzun süren bir yankılanma.
Sessizlik...
Birden;
Bedeninden bir ila bin parça arası
Et kopmuş gibi bağıran bir sürü.
Başladığı gibi ani
Dağılıveren havlama bulutları.
Nefesimin ritmi iyice bozuldu.
Derin soluklara ek,
Son zamanlar canımı sıkan
Herşey ama herşey
Sırt sırta sıralandı bile.
Bunlardan kurtulmam
Şu an dünyadaki en zor şey.
Hepsi yine saldırıya hazır.
Vuracaklar sırtıma art arda.
Kuşlar ötüyor dışarda
Huzur dolmak lazımdı aslında.
Gerekliydi.
Hayat hiç de fena değildi
Daha az once...
Insanın doğası hesaba katılmamış
Bazı söylemler yok degil.
Kendini yok edebilitesi;
Kendini kendine batırıp
Isıra kopara yeme alışkanlığına sahip
Benim gibi insan bohçaları;
Toplama duygular ve
Edilgen betimlemeler üzerinden
Kalıplara düştüğünde;
Bir doğa parcası üzerinden,
Umarsızca bir anda üretebilir;
Bir bavul dolusu melankoli,
'Side' olarak da ağırlığınca
Yırtık gözyaşı, rutubetli.
Aklımı dağıtmam şart
Battıkça batıyorum şu an.
Son noktayı düşünmem lazım
En kötüsü olsa ne olur...
Herşey birdenbire oluyor
Sabah beri
Yanaklarıma dokunuşu ani
En küçük dudaklar...
İrkiliyorum.
Sessizce gelmiş yanıma kadar
Hiç duymadan...
Bakamasam da okşuyorum.
Sevgim anında kopyalandığı gibi,
İçinde devindiğim
Ölçüsüz kaygım da emilim halinde.
Anlayamadığı bir durumda
Olduğuma kanaat getiriyor ki;
Dip dibe eklediği cevapsız sorularla
Sesi gibi kendi de azar azar uzaklaşıp kayboluyor.
Bıraktığım yerde miyim?
Nefesim yarım yamalak
Ama güneş gören bazı yerlerim,
Hafif hafif hareketlenen parmaklarım...
Bir sürahi olsam diyorum
Dökülsem,
Şakır şakır yağsam bir kaba.
Parmaklarıma kan gidiyor sanki
Kağıt kalem alıyorum elime
Yazmam lazım,
Ha gayret .
Kalıp kalıp duygular.
Çok sıkışık burası
Kımıldayacak yer yok gerçekten.
Şöyle küçük bir yarık açıp,
Akıtabilirsem ordan,
Rahatlarım.
Başparmaklarım hareketlendi.
Yakınım diyorum
Galiba .
Birdenbire beliriveriyor yine
Küçük ayakları üzerinde
Cüssesine az biraz büyük,
Top şeklinde kafası.
Yanıma gelmiyor bu defa
Anlayamadığı o durumdan temkinli.
Hayvansal bir içgüdü herhalde
Diye düşünüyorum.
Ama dikkatimi çekmeyi başarıyor,
Tepkilerini merak ediyorum.
Uzaktaki pufa uzanıyor
Bir süre orada
Ben yokmuşum gibi takılıyor.
Bakışlarımı çekmiyorum üzerinden;
Benden tarafa sakince dönüp,
Gözlerini gözlerime kilitliyor,
Önce biri, sonra diğeriyle
Hızlıca kırpıştırıyor...
Bir, iki.
Sonra bir daha bir, iki.
‘Orda havalar nasıl? ‘
Adapte olma hızına hayran kalıyorum
Yarıktan aşağı düşüyorum.
Dökülüp bitiyorum.
Comments