Her gün beni bir noktaya vardıran taşıtlar,
Taşırlar mı beni bir adım ileriye?
Bakıyorum da çokça son zamanlar,
Durduğum yerden manzara hep bir;
Önünde dikiliyorum ...
Nereye varsam, buraya geri geliyor
Ve dikiliyorum...
Kendimi karşısında bulduğum,
Enine boyuna sonsuz beton duvarların önüne,
Dikilip bakıyor, aranıyor, ve bekliyorum...
Kafamda deli sorular
Yan yana oturmuş.
Çıkışa doğru olmalı
Her bir adımım derken
Buluyorum kendimi
Uzaklaştım dediğim o noktada...
Ucu bucağı olmayan duvarlarda
Temeli döşeyen,
Ekibin bir ferdiyim;
En sondan beşinciyim,
Kısa, tıknaz ama güçlü ve kuvvetli
Hiç de bakmıyor sağa sola,
Kendinden emin, işinin başında
Harcı karıyor taştan kollarıyla
‘En zalim duvar, en yüksektir’
Sadece dört farklı kelime...
Mırıldanıyor, sürekli tekrarda.
Belli belirsiz açılıp kapanıyor
Taştan dudakları.
Elimden düşüveriyorum,
Bedenimde yer bulmuş
Bütün düşünceleri...
Özdeş birşeyler var
Anlayamadığım...
Dudaklarımdan kurtulan
Bana ait son düşünceye
Veda ediyor,
Elimden ne gelir diyorum
Zaten bu kararlılık üstüme
En yüksek duvarı örecek,
Benliğimse ardında kaybolup gidecek...
Comments